Tutuklu Başkan, Tek Aday: CHP İzmir’de Demokrasi Nerede?

CHP İzmir’de önümüzdeki il kongresi yaklaşıyor ve gündem tek bir isimle şekillenmiş: Şenol Aslanoğlu. Tek aday, tek yön… Ama işin tuhaf tarafı şu: Aslanoğlu, kooperatif davası nedeniyle tutuklu. CHP ise bu davanın siyasi olduğunu iddia ediyor. Yani partinin gözünde, başkanı “haksız yere” hapiste.

Burada durup düşünmek gerekiyor: CHP gerçekten bir demokrasi partisi mi? Kongreler, fikirlerin yarıştığı, adayların tabanla buluştuğu platformlar değil mi? Peki, neden başka aday çıkmıyor? Neden tek adayla bu kongreye gidiliyor? Yoksa üstten aşağı dayatılan bir karar mı bu?

Siyasi bir tutukluluk iddiası varsa bile, bir partinin başkanını koruma refleksi demokrasiye ket vurur mu? Tutuklu başkanın arkasında durmak elbette insanî bir refleks olabilir, ama bu refleks partinin kendi değerleriyle çelişirse, durum tartışmalı hâle gelir. CHP, İzmir’deki bu kongre ile aslında kendi iç demokratik sınavını veriyor.

Bir başka soru daha var: İzmir gibi Türkiye’nin en bilinçli ve dinamik şehirlerinden birinde tek adaylı bir kongre, partinin tabanına güvenmediğini mi gösteriyor, yoksa sadece kontrol mü? CHP’nin iddiasına göre bu koruma, başkanın haksız bir şekilde tutuklandığı bir davaya sahip çıkmak anlamına geliyor. Ama taban ve demokrasi söz konusu olduğunda, “tek aday” çözümü ne kadar etik?

Ve nihayet: CHP İzmir için başka adaylar yok mu? Elbette var. Ama onlara fırsat verilmiyor. Siyasi bir tutukluluk iddiasıyla tutuklu bir başkanın arkasında durmak, partinin demokrasiye bakışını sınavdan geçiriyor. Tek aday, tek yön… CHP, İzmir’de kendi demokrasi sınavını nasıl verecek, hep birlikte göreceğiz.

Sonuçta bu kongre sadece bir il başkanlığı seçimi değil; aynı zamanda CHP’nin kendi demokrasi anlayışını test edeceği bir vitrin. Tutuklu bir başkan, siyasi bir dava ve tek aday… İzmir’in tabanı ve Türkiye, sessizce ama dikkatle bu tabloyu izliyor.

Tutuklu Başkan, Tek Aday: CHP İzmir’de Demokrasi Nerede?