Tanık (Kalemin Sessiz Çığlığı)


  • Oluşturulma Tarihi : 11.08.2025 08:41
  • Güncelleme Tarihi : 11.08.2025 08:41

Her şey “gibi”ydi, gerçeğin yerini almış bir yanılsama dünyasında…
Kalem, bir köşeye çekilip yıllarca sadece izledi. O konuşmadı. Ama herkesin yerine sustu.
Yangın çıktı; insanlar ekran başında “üzüldü.”
Toprak susuzluktan çatladı; Orman yandı, oksijen azaldı.
Kadınlar dövüldü, öldürüldü; ekranlardan “adlarına üzülüp” geçildi.
Ve birileri hep poz verdi:
Mümkünmüş gibi yaşanmış, sahte ama jan janlı hayatlar.
Kalem bunların hepsine tanıktı.
Bir annenin, elinden alınan çocuğunun boş beşiğine bakışına…Bir babanın, çaresizce iş ararken sustuğuna…
Bir çocuğun, sanal oyunlardaki başarılarla gerçek sevgiyi sanıp yanılsaması
Ve “aile” denilen şeyin, birer kullanıcı adı gibi kaybolduğunu usulca izledi...…
Önce yazmadı. Çünkü herkes her şeyi bildiğini sandığı bir çağdaydı.
Kalem ise utanmayı öğrenmişti. Bakıp görmeyi… izlemeyi…
Ama kimse bir şey hissetmiyordu.
Her şey “gibi”
Aşk gibi, hayat gibi, acı gibi…
Kaybolan değerler gibi…
Ve en çok da yitip giden, hâlâ aranan o mutluluğu yazmak istedi.
Bir gün dayanamadı ve başladı:
“Ben suskun bir çığlığım…”
Ekranlarda değil, sokakta kanayan aranızda gezen bir gerçeğim.
Makyajsız yüzlü annenin gözyaşıyım.
Sobası bile olmayan bir evde kış kokusuyum.
Şiddetin, açlığın, yalnızlığın şahidiyim. Ve siz, umarsızca poz verirken bunları unutanlarsınız.
Kâğıda bu başlığı dostu attı.
Kalem, mavi mürekkebini bitirdi.
Düşüverdi, kırıldı.
Daha fazlasına gücü yetmedi.
Kâğıtta yazacak çok yer vardı…Kalem bitti kelam sustu. Kâğıt en iyi dostunu kaybetti.

Tanık (Kalemin Sessiz Çığlığı)
Sibel Atapek
Yazarımız Kim ?

Sibel Atapek