-
-
-
Sayfa Yükleniyor...
Sayfa Yükleniyor...
Sınıf arkadaşım Cafer Keskin’in anımsatması ile 65 yaş+ denen grubun neden yasaklarının devam ettiğini, diğer grupların el ele kol kola hiçbir kurala uymadan Kovid-19 enfeksiyonuna karşı meydan okuduklarını bir enfeksiyoncu olarak anlamış değilim. Kimine göre 65 yolun yarısı, kimilerine göre son duraktan bir önceki DURAK.
Kovid-19,Mart’ın 11 den bugüne inişli çıkışlı yollar izlemeye devam ediyor. Bu salgın da, Neoliberal politikaların iflası, sosyal devlet olgusunun ne kadar gerekli olduğu gerçeğini açık seçik şekilde ortaya koymuştur. Toplumda; işsizlik, yoksulluk ve hatta açlık giderek artmaya başladı.. Bunlar kadar kötüsü hasta ve yaşamını kaybedenlerin sayılarında beklenen azalmanın bir türlü gerçekleşememesi. Daha da kötüsü olgu sayılarının gizlenmesi kuşkusunun artması ve sayılarda ki ciddi artış endişesidir.
Dünyanın bazı ülkelerine göre görece sağlık personeli ve sağlık geçmişimizden kaynaklanan olumlu gelişmeler yaşasak da yeterli sonuçlar elde edememekteyiz.
1 Haziran’dan itibaren, daha önce alınan sıkı önlemler bilindiği gibi adım adım gevşetildi..
Önce AVM’ler açıldı, derken berber, kuaförler hizmet vermeye başladı. Yirmi yaş altı gençlere “ÖZGÜRLÜK” yetmedi, toplu taşıma, tren, şehirlerarası otobüsler ve uçak yolculuğu tam hız hizmete başladı.. Güya bu kararlar Bilim Kurulu’nun bilgisi dahilinde alınıp uygulanıyordu .Ama herkes de biliyor ki bu kurulun aldığı kararlar sözde kalıyordu.. Tek merkezden ve belli finans çevrelerinin baskısı ile alınan kararlar belirleyici ve şaşkın bakışlar arasında uygulamaya geçiyordu..
Bu sürede, kurallara harfiyen uymaya çalışan “sokak özgürlüğüne” en çok ihtiyacı olan 65’liklere sabah saat 10.00 Akşam 20.00 arasında kısmi “özgürlük tanınmıştı.” Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu Üyeleri sorulan soruları hep başka bir bahara erteleyip cevapsız bırakıyorlar. Ama çok iyi biliniyor ki; bu bir siyasi tercihti.. Bilim Kurulu Üyeleri, insiyatiflerini kaybetmişler, her kararı siyasete bırakılmış durumundalar. Önceleri yüksek olan itibarları ve güvenirlikleri, maalesef dibe doğru gitmektedir.. Bunu görmemek zaten olanaksızdı.
Toplumun “vebalısı” 65’likler olmayıp, böyle görülmeleri de bizce doğru değildir
Daha çok gezmeye ve tozmaya ihtiyaçları varken, adeta son duraktan bir öncekine mahkum etmeye kimsenin hakkı olmasa gerek. Dileriz; temel insan haklarına ve sağlığın tanımına uygun olan “Ruhsal olarak da iyilik hali” niteliği dikkate alınarak bu anti-demokratik uygulama kısa sürede düzeltilir diye düşünürken, umarız bize kimse kızmaz. Elbette yaşam her yaştan insan için çok değerlidir. Herkesten çok bu yaş grubu tehlike altındadır. Bunu çok iyi biliyoruz. AMA YAŞAMA SARILMA DUYGUSU daha çok onlarda varlığını gösteriyor. Bu nedenle daha dikkatli ve özenliler. Bu büyük yanlışlığın kısa sürede düzeleceğini ummasak da, o kadar olumsuz uygulamalara karşın hiç mi değilse bu kararın en kısa zaman da giderilmesi taraftarıyız.
YORUM VE ÖNERİLER:
Yangında su taşımaya çalışan karıncaya sormuşlar: “Bu taşıdığın su ile mi yangını söndüreceksin?” Karınca; “Ben de biliyorum bu su ile yangını söndürmeyeceğimi ama TARAFIMI belli ediyorum” demiş.
Bizim tarafımız her zaman bilim ve akıldır.. Ülkemizin de akıl, bilim ve mantıktan ayrılmayacağı günlere yakın olmasını, sanatın, kültürün el üstünde tutulacağı günleri büyük özlemle bekliyoruz. Sevgili eğitimci Cafer KESKİN kardeşime de katkılarından dolayı sonsuz teşekkürler.
Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret,
Bakar ağlarım.
(O.Veli Kanık)
SEVGİLER.....
