Et yerken dert sahibi olmayın… Zoonoz hastalığına dikkat!

Bayramın gelişiyle birlikte kesilen kurbanlık etlerin nasıl tüketileceği de merak edilirken, Uzman Diyetisyen Zünbülcan, hayvanlardan insanlara geçen ‘zoonoz’ hastalığına dikkat çekti!


  • Oluşturulma Tarihi : 15.06.2024 15:15
  • Güncelleme Tarihi : 15.06.2024 12:23
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Et yerken dert sahibi olmayın… Zoonoz hastalığına dikkat!

Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı. Nasıl beslenilmesi gerektiği de merak konusu. Kurbanlıklar kesildikten sonra etin hemen tüketilmesi toplumumuzda yaygın bir örnek. Peki, kesilen et ne zaman, ne şekilde ve ne sıklıkla tüketilmeli?

Görüşlerine yer verdiğimiz Uzman Diyetisyen Deniz Zünbülcan, sorularımızı yanıtladı…

ET TÜKETİMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

“Kurban Bayramı et tüketiminin ister istemez arttığı bir bayram” diyerek sözlerine başlayan Zünbülcan, şunları kaydetti: “Artan et tüketimiyle sağlık sorunları yaşamamak için et tüketiminde bazı noktalara dikkat edilmesi gerekiyor. Öncelikle bayramın ilk günü kesilen hayvan eti genelde bekletilmeden birkaç saat içinde pişirilerek tüketiliyor. Ancak yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluk yaratabilir. Şişkinlik, hazımsızlık gibi rahatsızlıklara neden olur. Bu nedenle kurban eti mutlaka 24 saat bekletilerek tüketilmelidir. Mümkünse etler hafif veya orta sıcaklıkta uzun süre pişirilmelidir. Çok yüksek sıcaklık et proteinlerini katılaştırarak suyunun kaybına ve lezzetinin azalmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda yüksek sıcaklık derecesinde pişen etlerin protein ve bazı vitamin değerlerinde bir miktar azalma olabilir.”

ET NASIL PİŞİRİLMELİ?

Zünbülcan sözlerine şöyle devam etti: “Haşlama, ızgara ve buğulama yöntemiyle pişirilen etlerin sindirimi, yağda kızarmış etlere göre daha kolaydır. Yağda kızarmış veya ateşe çok yakın ızgara edilmiş etlerde kanser yapıcı nitrozamin gibi zararlı maddeler oluşabilir. Etlerin lif oranı oldukça düşüktür, bu nedenle çok sık et tercih etmektense kurubaklagil ve sebze yemeklerine de yer vermek hem sağlıklı sindirim sistemi için hem de genel sağlık için daha doğru olacaktır. Bu yapılamıyorsa en azından yemeklerinizin yanında mutlaka salata tercih etmelisiniz. Salata tüketimi sadece lif değil birçok vitamin ve mineral gereksinmenizi de sağlamanıza yardımcı olacaktır. Aynı zamanda demir eksikliği yaşayan kişiler et yemeklerinin yanında salata tüketerek ette bulunan demir mineralinin vücutlarındaki emilimini de arttırmış olacaktır.”

HAYVANLARDAN İNSANLARA GEÇEN HASTALIKLAR…

Kurban Bayramı’nda yanlış beslenme neticesinde sıklıkla karşılaşılan rahatsızlıklar olduğunun da altını çizen Zünbülcan, “Ne yazık ki fazla yeme tansiyon, kalp, şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olan kişileri daha olumsuz etkilese de herhangi bir hastalığı olmayan kişilerde de zaman zaman özellikle tansiyon yüksekliği şeklinde görülebiliyor. Yine sindirim zorluğu et tüketiminin artmasıyla gözlenebiliyor. Hele bir de et doğru yöntemlerle tüketilmiyorsa o zaman bu etkiler çok daha fazla görülebiliyor. Son olarak hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar ‘zoonoz’ olarak bilinmektedir. Ülkemizde sağlığımızı tehtid eden ve zoonoz olarak bilinen hastalıklar kist hidatik, teniyoz, toksoplazmozis, brusellozis, verem ve şarbondur. Bu hastalıkların bulaşma riski özellikle Kurban Bayramı’nda artmaktadır. Kurbanlık almadan önce veterinere danışılması, kesim öncesi ve sonrası gereken hijyen kurallarına dikkat edilmesi, etlerin çiğ veya az pişmiş tüketilmemesi gibi önlemler alındığı takdirde ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlar önlenebilmektedir” sözlerine dikkat çekti.

DOYGUN BİR KAHVALTI İLE GÜNE BAŞLANMALI

Olası rahatsızlıkları engellemek amacıyla önemli tarifleri paylaşan Zünbülcan, “Protein ve lif içeriği zengin yumurtanın mutlaka olduğu doygun bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Ardından öğle yemeği mutlaka olmalı ve mümkünse sebze ya da kurubaklagil yemeği yenilmelidir. Gün içinde tatlı isteğini kontrol etmek için meyvelerden faydalanılabilir. Akşam öğününde ise kurban eti olmayan bir et ile bayram yemeği yenilebilir. Bu yemekte de mutlaka salataya yer verilmeli ve karbonhidrat alımı sınırlandırılmalıdır. Gün boyunca sindirimi rahatlatacak kakule, kimyon, nane, zencefil gibi baharatlardan da faydalanılabilir” bilgisini paylaştı.

ÇİĞ ET SUYU BAŞKA BESİNLE TEMAS ETMEMELİ!

“Etlerin bıçaklarının ve doğrama tahtalarının diğer besinlerinkinden farklı olmasına ve çiğ et suyunun başka besinle temas etmemesine dikkat edilmelidir” cümlelerine vurgu yapan Zünbülcan, son olarak “Etlerin saklanması da çok önemli bir yere sahiptir. Kesilen etler küçük parçalar halinde buzdolabı poşetlerinde muhafaza edilebilir. Buzlukta -2 derecede yaklaşık bir hafta muhafaza edilebilir, -32 derecede dondurulduktan sonra -18 derecede maksimum 3 ay saklanabilir. Etin çözdürülme işlemi de buzdolabının alt bölmesinde veya mikrodalgada uygulanmalıdır” mesajını verdi. 

SULTAN GÜMÜŞ KAYA

Yazarımız Kim ?

SULTAN GÜMÜŞ KAYA