1
Halisa Toprak
İlkses Gazetesi Yazarımız

Halisa Toprak

Yazarın Köşe Yazıları

Göğsümüzü Kabartan Tatbikat


AK Parti İzmir’de Temayül Yoklaması

24 Haziran 2018’de yapılacak seçimler öncesinde AK Parti İzmir’de de milletvekili adaylarının belirlenmesi için yapılan temayül yoklaması dün Halkapınar Spor Salonu’nda saat 10.00’da başladı.


Enginar Sizi Urla’ya Çağırıyor!

Sakız enginarının kalbi daha önce de size bilgisini verdiğim, 4. Uluslararası Urla Enginar Festivali’nde atacak. Festival, 27 - 28 - 29 Nisan 2018 tarihlerinde Urla’da gerçekleşecek.


İzmir ve Turizm

Bu haftayı Dünya Turizm Haftası olarak geçirdik. Bende sizler için İzmir turizmini ele aldım. Doğasıyla, deniziyle, rüzgarı ve sağlık turizmiyle dikkat çeken kentimiz, dünyanın da gündeminde. Doğal ve tarihi güzellikleri, turizme uygun iklim koşulları, yeterli konaklama ve ulaşım altyapısı ile İzmir, turizm potansiyeli en fazla olan illerden. Agora, Kadifekale, Smyrna (Tepekule), Bergama, Klaros (Ahmetbeyli), Kyme (Aliağa) ve antik dönemin 12 İon kentlerinden Efes (Selçuk), Erythrai (Çeşme), Teos (Sığacık), Lebedos (Ürkmez), Klazomenai (Urla), Phokaia (Foça), Kolophon (Değirmendere) ve Myrina (Aliağa) gibi tarihi alanları her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Bunun yanında gastronomi turizmiyle de dikkat çekiyoruz. Urla’nın enginarı, Çeşme’nin yabani otları, Bergama Kozak çam fıstığı ve Ege zeytinyağları en başlıca lezzetlerimizden. Hem göze hem mideye hitap ettiğimiz bu alan da deniz ürünleri de büyük önem taşıyor. İzmir boyozunu da unutmamak gerekir tabi ki. Ünü sınırları aşan bu lezzetimizi tatmadan bir şehirden ayrılmayan turistler, sağlık ve termal alanlarında da şifa aramayı ihmal etmiyor.


AK Parti Gaziemir’de bayrak değişimi

AK Parti Gaziemir İlçe Başkanlığı’na gelen Nazmi Yılmaz mazbatasını alarak göreve başladı. Kendisine millette hizmet yolunda başarılar diliyorum. Elbette bu dönemde göreve gelmek ve vatandaşların ses olmak en önemli hedefi olmalı. Nazmi başkanın bu konuda hassas olduğunu bizzat bilenlerdenim. Kendisi görevinin bilincinde. O yüzden göreve gelir gelmez de Gaziemir için yapılacakları başlıklar halinde sıraladı.


Kütüphanecilik Haftası

Geçtiğimiz haftayı Kütüphane Haftası olarak geçirdik. Birçok yerde etkinlikler yapıldı. Okullarda toplu kitap okuma gibi çeşitli faaliyetler gerçekleştirildi. Tabi insanlığın aydınlanması yazının icadı ile başladığını varsayarsak kitapların önemini daha iyi kavramış oluruz. Çeşitli kaynaklardan derlediğim bilgilere göre kitap ve kütüphane üzerine birkaç önemli açıklamaya denk geldim onu siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Kitabın yararlarının anlaşılması ve sayılarının çoğalması sonucu kitaplıklar oluştu. Kitaplıkların gelişmesi ile kütüphaneler meydana geldi. Herkesin yararlanması okuması, başvurması için kurulan, içinde kitaplar bulunan binaya kütüphane denir.


Otobüste Gittiğin Kadar Öde

İzmir Büyükşehir Belediyesinin İZBAN’da hayata geçirdiği gittiğin kadar öde sistemi 2 Nisan itibariyle ilçe otobüslerinde de uygulanmaya başlayacak. İZBAN’da çok tartışmalara neden olan sistem için otobüslerde nasıl bir durum ortaya çıkaracak bilinmez ama şimdiden tartışılmaya başladı bile. Sistemin tam olarak nasıl çalıştığını anlayamayan vatandaşın kafası karışık durumda. Bu karışıklığın nedeninin büyük bir çoğunluğunu ise Büyükşehir’in kendini yeteri ve doğru şekilde anlatamıyor oluşu. Sizler için bu sistemi bir kez daha ele alırken buradan Büyükşehir’e seslenelim. Lütfen vatandaşa kendinizi daha iyi anlatın. Sistemin getireceği artılar ve eksiler konusunda net bir yol izleyin.


Suyumuza Sahip Çıkalım

Bugün 22 Mart Dünya Su Günü, su insanlık için vaz geçilmez en önemli yaşam besinidir. Biz canlıların dahi vücudunun yüze 75’i su ile ayakta kalmaktadır. Peki, bedenimizin ana maddesi su iken biz suya gerektiği kadar nem veriyor muyuz? Gelecek nesillere temiz su kaynaklarının ulaştırılması için yeterli çalışmalar yapılıyor? Bu tür sorular her zaman zihnimizi kurcalayan sorular olarak kalacak. çünkü maalesef birey olarak en hor tükettiğimiz, en faydasız gördüğümüz içecek sudur. Hal böyle olunca suyun önemini 22 Mar olduğunda kısacık bir kavrayıp öbür gün kaldığımız yerden devam ediyoruz. Su günü ile ilgili bir şeyler okumak istediğim için birazcık arama yaptığımda en belirgin açıklama TEMA Vakfı’ndan mevcut. 22 Mart Dünya Su Günü’nün şu şeklide açıklıyor: Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 1992 yılında Rio de Janerio’da düzenlenen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda dünyada suyun giderek artan öneminden dolayı her yıl 22 Mart gününün “Dünya Su Günü” olarak kutlanmasına karar verilmiştir. 22 Mart 1993 tarihinden bu yana ve her yıl farklı temalarla kutlanmakta olan Dünya Su Günü 2008 yılında herkesin yaşamını sürdürebilmesi için sağlıklı, temiz sıhhi şartlara ulaşması mesajı ile kutlanmaktadır. Su, uzun bir süreden beri harcanmış, yanlış yönetilmiş ve fazla kullanılmıştır. Sonuçlarını gecikmiş olarak yeni yeni kavrıyoruz. İnsan genellikle susuzlukla, zaman zaman doğanın geçici olarak kendisini mahkum ettiği kuraklığı birbirine bağlar. Kuraklığın gazete manşetlerinde geniş yer alıp özellikle dikkatlerimizi çekmesine karşılık gittikçe fazlalaşan su tüketimimizin uzun vadede yarattığı sorunlar gözden kaçmaktadır. Su kıtlığının işaretlerini her yerde görmek mümkündür. Yeraltı sularının seviyeleri düşmekte, göller küçülmekte, sulak alanlar yok olmaktadır. Mühendisler nehir yataklarından başka havzalara tünellerle su aktarmak gibi hem çevreye zarar verecek hem de fevkalade pahalı çözümler önermektedir. Su sıkıntısı çeken şehirlerde, aynı kısıtlı su kaynağını paylaşmak zorunda kalan şehirlilerle çiftçiler arasındaki rekabet gittikçe fazlalaşmaktadır. Su uğruna savaş olasılığı gittikçe daha fazla yüksek sesle dile getirilmektedir” diye uzunca bir açıklama faydalı kısımlarını sizinle paylaşmak istedim. Gerçekten suyun önemini devletler daha iyi kavramalı. Boşa akıtılan her damla suyun hesabı mutlaka sorulur hale gelinmeli. Aksi takdirde gelecek yarınlara sağlıklı içebilecekleri temiz su kaynağı bırakmamış olacağız. Kanımca su, dünyada kıymeti olan petrolden çok daha fazla kıymetli olacak. Bizler de bireysel olarak suyun kıymetini bilelim. Bilinçli tüketelim. Bilinçsizce kullananları uyaralım. Başka bir dünya yok. O yüzden suyumuza sahip çıkalım. Sevgiyle kalın…


Etrafımız Şiddet Kokuyor!


8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Her yıl büyük bir heyecanla 8 Mart Dünya Kadınlar günün tüm dünyada kutlanıyor. Tabi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tarihi önemi bilindiği gibi kadınlar; gerçek bir birey olmanın, siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda eşitliğe kavuşmanın mücadelesini büyük bir azim ve kararlılıkla göstermiş olmasıdır. Bu nedenle Dünya Kadınlar Günü de kadınlarının başarı elde ettikleri mücadeleyi simgelemektedir. Sonuç itibariyle, kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirmesi ve ekonomik, siyasi ve sosyal başarıları için kutlanmaktadır. Tabi bu günün tarihsel açıdan da araştırmacılar tarafından epeyce incelendi. Dileyen daha geniş bir açıdan 8 Mart’tı irdelemek için farklı kaynaklara başvurabilir. ABD’nin New York kentinde bir dokuma fabrikası. Çok ağır çalışma koşulları, çok uzun iş günleri ve buna karşın çok düşük ücretler. Koşulların her geçen gün daha da dayanılmaz hale gelmesi, kadın işçilerin artık tahammül sınırını zorlamaya başladı. Greve çıkma kararı alan kadınlar, “Daha iyi koşullarda çalışmak, 10 saatlik iş günü, eşit işe, eşit ücret” gibi taleplerini açıkladılar. 40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları talebiyle greve başladı. Bu sırada çıkan olaylar sırasında fabrika içinde şüpheli bir yangın başladı. 129 kadın, yangında hayatını kaybetti. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ilk kez kutlanmasını öneren isim Clara Zetkin’dir. 1910 yılında Kopenhag’da gerçekleştirilen İkinci Enternasyonal’e bağlı Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda kadın ve emek mücadelesi masaya yatırılır. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden Clara Zetkin, bu konferansta yaptığı konuşmada kadınlar için bir mücadele günü belirlenmesi gerektiğini söyler ve Zetkin’in önerisi kabul edilir. Her ülkenin sosyalist kadınlarının her yıl aynı gün, kendi ülkelerinin işçi sınıfı örgütleriyle mutabakat içinde bir kadınlar günü düzenlemesi kararlaştırılır. Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül Darbesi’nden sonra cunta yönetimi tarafından dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmasına izin verilmedi. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlanmaya devam edilmektedir.


Bu Ülke İçin Canla Başla Çalışanlar Var!

Bu ülkede işini severek canla başla yapan insanları ayrı bir dikkatle izliyorum. Herkes iş durumuna göre mevkiine göre mutlaka görevini, sorumluluklarını yerine getirir. Bazıları ise işi dışında tüm mesaisini çevresine harcar, kimi zaman iş ihtiyacı olan insanlara yeni kapılar açarak onların meslek sahibi olmasını, kimi zaman okuma yazma seferberliği kapsamında okuma yazma bilmeyen kadınların okuma yazma öğrenmesine ön ayak olur. İzmir’de Karabağlar Kaymakamı Mehmet Sadık Tunç’ta söz konusu kişilerden biri. Çevresine muazzam ilgili, Karabağlar’da gezmediği sokak, girmediği dernek yok. Bir gün bakıyorum şehit ailesinin yanında onlara maddi ve manevi anlamda destek veriyor. Bir bakıyorum bir derneğin sorunlarını dinliyor. Kimin ne ihtiyacı varsa kapısı sürekli açık. Tek derdi vatandaşa daha çok yardımcı olmak. Şimdi düşünebilirsiniz nereden biliyor diye. Artık sosyal medya denen bir mecra var hepimizin mutlaka hesabı var. Karabağlar Kaymakamlığı da sosyal medyada oldukça aktif. Tüm bu çalışmalarını oradan da duyuruyor. Geçen gün bir televizyon programında kadınlar için okuma yazma seferberliği ile ilgili kendisini görünce inanınki gurur duydum. Bahsi geçmişken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan öncülüğünde başlatılan okuma yazma seferberliğine tüm kurumlar muazzam bir destekle karşılık verdi. Sosyal medya ve tüm kitle iletişim araçlarında oldukça destek gördü. Bu kadar yoğun destek başarıyı da getirdi. Her mahallede, köyde, ilçede ve şehirlerde görevliler kampanyanın başarısı için seferber oldu. Artık Türkiye eski Türkiye değil yıl 2018 okuma yazma seferberliği ile inşallah okuma yazma bilmeyen vatandaşımız kalmayacak. Bu başarıyı sağlayan da Mehmet Sadık Tunç gibi devlet adamlarının fazla çalışmasıyla geliyor. Bu ülke için aydınlık bir gelecek için canla başla çalışan tüm vatandaşlarımıza kolaylıklar diliyorum.


Fatura kime kesilecek?

İzmir gündemini aylardır meşgul eden tramvay tartışmaları test sürüşüyle azalacak derken şimdi de İZBAN karmaşası çıktı karşımıza. Bizler gazeteciler olarak halkın yararına doğru olanı dillendirmek zorundayız. Bu bizim temel görevimiz. En başta söyleyeyim İZBAN’da devreye giren artı para uygulamasını vatandaş sevmedi. Hatta vatandaşı gerdi. Her gün sabah, akşam tartışma ve kavga haberlerini duyar olduk. Uygulamanın kaldırılması için vatandaşlar change.org’da imza kampanyası bile başlatttı. Change.org’da artı para sistemi dolayısıyla çıkan kavgada bir yolcunun darp edildiği iddiası üzerine sistemin kaldırılması için “Artı Para = Artı Dayak” adı altında imza kampanyası başlatıldı ve en son baktığımda 110 bini geçmişti.


Bence de Aklıselim Davranmak Lazım

Buca gölet ile ilgili haberleri yakından takip ediyorum. İki hafta oldu gündemden düşmüyor. Bakalım ilerleyen günlerde neler olacak. Buca Gölet için tasarlanan İzmir adlı projeyi meclis üyelerine de tanıtan Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, yap-işlet-devret modeliyle özel sektör tarafından yürütüleceğini bölgeyi cazibe merkezi haline getireceğini söyledi. Projeyi hayata geçirecek firmanın 15 yıl boyunca tesisleri işleteceğini, cirosundan yüzde beş payı belediyeye vereceğini dile getiren Piriştina, vatandaşların tesisten ücretsiz yararlanacağını da müjdeledi. İzmirlilerin faydalanacağı aquapark olan Uniq İzmir Projesi, Buca, İzmir ve Ege Bölgesi’nin yeni cazibe merkezi olmaya aday’ diye lanse ediliyor.


ESHOT kime hizmet ediyor?

Bu soruyu ilk duyduğunuzda kasıt mı arıyor diye düşünebilirsiniz. İnanın ki kasıt aramak değil tek istediğim bu kentin kurumlarının kentliye hizmet etmesinden başka hiçbir gayem yok. Önceki gün trafikte kendim şahit oldum. 40 dakikada 5 ESHOT otobüsü geçti biri de durakta durup insanlar binsin demedi. Hepsi ya duraktan önce ya da sonra ışıklarda durup yolcu indirdi. Ya bu ESHOT sürücülerinin kurallardan haberi yok ya da başına buyruk çalışmayı seviyorlar. Kural açık ve net her otobüs dolu ya da boş olsun durak dışında yolcu indirmek bindirmek yasak. İşlerine geldiği zaman bu kuralı hatırlıyorlar, işlerine gelmediğinde ise hiç akıllarına gelmiyor. Söz konusu durakta en fazla 15 kişi vardı yolcu almadan geçen 5 otobüs durup üçer yolcu alsa orada sorun kalmayacak. Her otobüs durmadığında insanlar şikayet hattına baş vurdu tabi şikayet ne kadar yerine iletiliyorsa.


İzmirlilerin Haklı Gururu

Kültür sanat hayatı geçtiğimiz 2 aydır çok hareketli. Sezonun açılmasıyla birlikte peş peşe vizyona giren filmler, sahnelenen tiyatro oyunları bu hareketliliği daha da arttırdı. Ayla filminin ülkemizde gösterdiği vizyon başarısı ve dünyada aldığı ilgi ve ödüller sinemaya ilgiyi daha da arttırdı. Tiyatro sahneleri de çok başarılı yapımlarla dolu. İzmir’in sanat hayatı da gerçekleşen festivaller, belediyelerin gösterdiği gayretlerle dolu dolu geçiyor. İzmir halkının sanata ve sanatçıya ilgisi her zaman biliniyor. Fuar yıllarından süre gelen iyi izleyici kitlesi, her zaman solanları dolduruyor. Tiyatro biletleri çok hızlı tükeniyor.


Konak Tramvayı’nda sona doğru

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen Karşıyaka Tramvayı’ndan sonra Konak Tramvayı projesi de bitim aşamasına geldi. Konak Tramvayı’nın yakın bir zamanda test sürüşlerine başlanması bekleniyor. Tüm uyarılara rağmen Büyükşehir kulağını eleştirilere tıkayarak projeyi yürüttü ve tamamlamak üzere. 500 milyondan fazla muazzam bir rakamla. Her zaman söylüyorum bu para İzmir’in acil olan trafik sorununa harcansaydı İzmir daha rahat bir nefes almış olurdu. Geçen ay basına tanıtılan İzmir ulaşım planı toplantısında tramvay var olan sorunun yüzde kaçını çözecek açık bir rakam görmedim. Bence tramvay hem trafik sorununa çözüm için ayrılacak bütçeyi eritti hem de var olan sorunun daha da karmaşık hale gelmesine neden oldu. Başkan Aziz Kocaoğlu, başta Karşıyaka Tramvayı için de eleştirilerin yapıldığını ancak açıldıktan sonra eleştirilerin bittiğini söyledi. Orada devam eden eleştiriler var diye biliyorum. Orada çalışan taksi dolmuşlar isyan etti. Karşıyaka-Bostanlı arası ulaşımı sağlayan taksi dolmuşların, tramvay hattının uygulanmaya konmasıyla birlikte durakları kaldırıldı. Yaklaşık 60 yıldır Karşıyakalılara hizmet veren Bostanlı-Karşıyaka dolmuş hattının şoförleri ekmeklerinden oldu. Vatandaş tramvayın hızından şikayetçi. Tramvay hızının ilk etapta normal hızının 20-30 km olması beklenirken şu an 5 km’ye kadar düştüğü söyleniyor. Tabi bu söylemler trafiğin içinde bire bir yaşayan vatandaşa ait. Büyükşehir’in trafik planını yürüten, kontrol eden görevlileri ne kadar toplu taşıma aracı kullanıyorlar bilmiyorum. Kim ne derse desin bana göre tramvay İzmir’e zorlama oldu. 4 milyon nüfusu aşan İzmir’e haksızlık oldu. Sadece Buca, Karabağlar, Gaziemir’in nüfusu 1.5 milyon civarı İzmir’in iç bölgelerinden sahil şeridine trafik sorunu çözülmeden trafik çilesi bitmeyecek. Büyükşehir’in plan ve projelerini bu doğrultuda revize etmesi gerekiyor. Kağıt üstünde şu olacak bu olacak trafik bilmem 2030 yılında bu kadar olacak yerine. Şu an her sabah tıkanan Homeros Bulvarı’na çözüm bulunsun. Çevreyolu- Buca birleşiminde tıkanan trafiğe çözüm bulunsun. 5 dakikalık Konak Alsancak arası 45 dakikaya çıktı. Alsancak Gar ve civarındaki trafik sorununa çözüm bulunsun. Bunlar vatandaşın her gün yaşadığı sorun, çektiği çile. O kadar parayla alternatif yollar bulunabilirdi. Tüm dünyanın takip ettiği ve büyükşehirlerin programına aldığı elektrikli araç projesini rafa kaldırdık. Yani uzun lafın kısası trafikte “Herkes gider Mersin’e İzmir gider tersine”…


Hamilelikte Beslenme

Dengeli beslenme günümüzde hayati öneme sahip. Artık hayatımızı ve günlük planlarımızı bunun üzerine kurmaya çalışıyoruz. Normal günlük hayatımızda beslenme ve sağlığımıza dikkat ederken elbette hamilelerin bu konuda daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Bu yüzden bu hafta beslenme ve diyet uzmanlarının hamilelik sürecinde dikkat edilmesi gerekenler konusunda yaptığı uyarıları sizlerle paylaşmak istiyorum.


Aile Baskısı Psikolojiyi Etkiliyor!

Evlilikle birlikte çocuk yapmanın, hem çiftin, hem ailelerinin hem de yakınlarının beklentisi haline geldi. Uzmanlara göre tüm aile bireyleri ve çevrenin beklentileri evli çiftleri özellikle anne adaylarını zor durumda bırakıyor. Söz konusu baskı hamile kalamamanın psikolojik sorun oluşturduğunu uyarısında bulunuyor.


Bu Çile Biter mi?

İzmir’in trafik çilesi bitmek bilmiyor. Kentin aldığı göç, yeni ulaşım palanları değişen yol güzergahları trafiği durma noktasına getiriyor. Hal böyle olunca 15 dakikalık yollar 1.5 saate çıkıyor. Vatandaş çok dertli. Sakinliği ve dinginliği ile bilinen İzmir insanı trafik çilesiyle, isyan noktasına geldi. Sormak lazım yerel yöneticilere yapılan uygulamaların sonuçlarını gerçekten düşünüyorlar mı? Vatandaş sonuçtan memnun kalmazsa çektiği çile yanına kar mı kalacak? Vizyon noktasında Büyükşehir’in her zaman sıkıntılar yaşardığını söylemiştik ama son birkaç aydır bu durum tavan yaptı. Yılbaşı tatili yola çıkan İzmirliler yolda kaldı. Çileden çıktı. Gazetemize gelen şikayetler gözler görülür bir şekilde arttı. Tüm şikayetlere rağmen çözüm üretmeyen yönetim neden susuyor. En azından çıkıp anlayış beklediklerini söyleyip vatandaştan özür dileyemez mi?


Çocuklarda internet bağımlılığına dikkat

Teknolojinin ilerlemesiyle, çok küçük yaşlardan itibaren çocukların bilgisayar, tablet, telefon gibi teknolojik aletlere erişimi kolaylaştı. Uzmanlar çocuklarda internet bağımlılığı konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor. En önemli uyarı ise aileler tarafından çocuğun ödevlerine destek olması gibi sebeplerle satın alınan bu ürünlerin, yanlış kullanımı. Hatalardan ilkinin çocuğa çok küçük yaşta tablet, bilgisayar ya da telefon alınmasının olduğunu kaydeden uzmanlar, erken yaşlarda bu tip teknolojik ürünlerin kullanımı, çocuk için bazı becerilerin gelişmesini geciktirebilir. Örneğin; küçük yaşta yoğun bir şekilde tablet kullanmaya başlayan bir çocuğun, konuşma becerileri yaşıtlarının gerisinde kalabilir. Çünkü çocuklar tabletle oynarken konuşma ihtiyacı hissetmezler. İkinci olarak internet kullanımının içeriğinin, anne-babanın kontrolünde olmaması. Çocuğunuzun hangi sitelere girdiğini kontrol etmediğinizde, kötü niyetli insanların ona ulaşma riskini de arttırmış olursunuz. Diğer yapılan hatalar çocuk için güvenli internet hizmeti gibi bir uygulamanın kullanılmaması; Çocuklar internette hangi sitelerin kendileri için uygun, hangilerinin uygun olmadığını bilemezler. Hatta pek çok oyun sitesinde küfür, pornografik görüntüler gibi uygunsuz içerikle karşılaşabilirler. Bu tip programlar sayesinde çocuğunuzu bu olumsuz içerikten korumuş olursunuz uyarısında bulunuyor.


Belediyecilikte Vizyon Sahibi Olmak

Gazetemizin dünkü manşetinde İZDENİZ vardı. Özkan Pekçalışkan arkadaşımız kaleme almış haberi. Eline sağlık diyelim başta çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesinin dertlerini yazmakla bitiremiyoruz. Hangi problemin altına baksanız İzmir Büyükşehir Belediyesi çıkıyor. İki sene önce büyük hayallerle gündeme getirilen İZDENİZ deniz taşımacılığında çığır açacak söylemleri ne yazık ki bırakın çığır açmayı yerinde sayıyor. Sefer sayısı artacak, bekleme süresi azalacak denildi. daha neler neler…


Peki siz farkında mısınız?

Dün ajanslara, “Farkında mısınız?” diye bir haber düştü, merak edip bakma ihtiyacı hissettim. Haber İzmir Büyükşehir Belediyesinin engellilerin yaşadığı sorunları, engelli olmayan insanların empati yoluyla farkında olmabilmesi için hazırlanmış. Tabi ki gayet normal bir haber ve normal bir tutum. Tüm kurum ya da kuruluşlar toplumda engellilerin sorunlarına azami derecede ilgi duymalı ve çözümü için ne gerekiyorsa yapmalı.


İptalin Sebebi Tramvay mı?

Geçtiğimiz hafta İzmir Büyükşehir Belediyesi 2018 bütçe görüşmeleri gerçekleştirildi. Bütçesi onaylanan kurumlardan ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 2018 bütçesi, yüzde 17 artışla 875 milyon TL AK Parti’nin ret oylarına karşılık oy çokluğu ile kabul edildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ESHOT’un tüm çalışanlarına teşekkür ederek, üzerinde spekülasyonlar yapılan 90 dakika uygulamasının kalkmayacağı ve filoya 100 araç daha katılacağı bilgisini verdi.


Kadına Şiddette “Hayır”

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında bu hafta ülkemizin her tarafında farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlendi. Etkinliklerde herkesin birleştiği temel bir nokta var. “Kadına Karşı Şiddette Hayır.” Herkes bu konuda hem fikir iken kadına karşı şiddettin devam etmesi de ayrı bir ironi.