1
Op. Dr. Ayberk Dursun
İlkses Gazetesi Yazarımız

Op. Dr. Ayberk Dursun

Yazarın Köşe Yazıları

Neden Utanıyoruz? Kıl Dönmesi Hastalığının Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi

Bu hastalıkların arasında en yaygın olanlarından biri ‘Kıl Dönmesi’dir. Utanma duygusu hastalığın sıklıkla kuyruk sokumunda görülmesinden kaynaklanır. Bugün bu hastalığın belirtilerini, risk faktörlerini, tedavi yöntemlerini ve tedavi sonrası dikkat edilmesi gereken hususları konuşacağız. 


Tüm Yönleriyle Apendiks: Hocam Apandisitim Patlamış Olabilir Mi?

Köşemizde bu hafta tıpta tüm ilerlemelere rağmen hala hastalıklarında tanı konulmakta zorlanılan; toplumun korkulu rüyası ‘apendiks’ hakkında konuşacağız. Şimdi ‘’Apendiks’’ ve ‘’Akut apandisit nedir?’’, ‘’Akut apandisitin tedavisi nasıl olmalıdır?’’, polikliniklere şiddetli karın ağrısı şikayeti ile gelen hastaların ilk sorusu olan; ‘’Hocam apendiksim patlamış olabilir mi? ‘’ sorularına cevap arayalım. 


Safra Kesesi Taşları; Tanısı, tedavisi ve korunma yolları

Safra kesesi ameliyatları dünyada en çok uygulanan ameliyatlar arasında yer almakta; her geçen gün daha çok insan ameliyat sırası beklemektedir. Bu hafta toplumda çok yaygın görülen safra kesesi taşlarıyla ilgili merak edilenleri inceleyeceğiz.


Kabızlık kader değildir! Bekleme ve harekete geç! -2

Geçen hafta günümüzün en büyük problemlerinden biri olan kabızlığı incelemeye başlamıştık. Bu hafta konuklarımız Uzman Diyetisyen Cansu Kahraman ve Uzman Klinik Psikolog Ege Ece Birsel ile kabızlığın psikolojik alt yapısını ve doğru beslenme tarzını konuşacağız. Öncelikle Sayın Ege Ece Birsel ile birlikte sindirim sisteminin psikolojik alt yapısını incelemeye başlıyoruz.


Kabızlık Kader Değildir! Bekleme ve Harekete Geç! -1

Halk arasında çok yaygın görülen kabızlık nedir?
Toplumda sık görülen kabızlık problemi, dünya ile paralel olarak ülkemizde de ciddi bir sağlık problemi olarak giderek yaygınlaşmaktadır. Klasik ansiklopedik bilgi olarak Batı toplumlarında ve kadınlarda daha sık görülür. Batıda daha yaygın görülmesinin temel nedenleri, Batı toplumlarında yaşlı nüfusun daha fazla olması, daha hareketsiz yaşam ve fast food besinlerin yaygın tüketimidir. Yapılan çalışmalar kabızlığın toplumda sanılandan çok daha yaygın olduğunu, toplumun neredeyse yüzde 10-30’unun etkilendiğini ortaya koymuştur. Kabızlık yaygın bilinen şekliyle ‘seyrek dışkılama’ ve ‘katı dışkılama’ olarak bilinir. Kabızlığı tüm yönleriyle ele alacağımız yazı dizimizin ilk bölümünde kabızlığın belirtilerini ve nedenlerini inceleyelim.


Hemoroid Hastalığı (Basur) Kabusunuz Olmasın!

Akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle tuvalette kalma süreleri arttı. Doğal ürünleri içeren beslenme terk edildi. Tüm dünyada işlenmiş ve katkı maddesi içeren gıdaların yer aldığı, sindirim sistemi üzerinde son derece negatif etkileri olan yeni bir beslenme alışkanlığı gelişti. Sindirim sistemi organlarından kaynaklanan kanserler arttı; kabızlık, hemoroid hastalığı gibi patolojiler giderek yaygınlaştı. Bugün dünya üzerinde neredeyse her iki kişiden birinin hayatının bir döneminde muzdarip olduğu ve doktora başvurmaktan çekindiği hemoroid hastalığını inceleyeceğiz. Halk arasında “Basur” olarak da bilinen Hemoroid nedir? Tedavisi mümkün mü; yoksa başa gelen çekilir mi? Gelin bu sorulara cevap verelim.

Hemoroid nedir?
Hemoroidler kalın bağırsakların son kısmında (anal kanal) yer alır. Bu bölgedeki küçük atardamar ve toplardamarların beraber demet şeklinde oluşturduğu doku yastıkçıklarıdır. Halk arasında bilinenin aksine hemoroidler her insanda bulunur ve çeşitli görevleri olan doğal bir organımızdır. Ikınma, kabızlık veya hamilelik gibi çeşitli nedenlerle büyüyen hemoroidler çeşitli şikayetlere yol açar ve bu duruma ‘hemoroid hastalığı’ denir. 

Hemoroid hastalığının belirtileri nelerdir?
Hemoroidal hastalığın en sık belirtisi, makatta dışkılama sonrası oluşan parlak kırmızı kanamadır. Bu kanama genellikle büyük tuvalet sonrası dışkının üzerinde, tuvalet kağıdında veya klozette görülür. Bu taze kan içeren kanama hastalarda büyük bir paniğe yol açar. Diğer belirtileri makattan dışarı sarkma, bu bölgede ıslaklık, kaşıntı ve nadiren gelişen ağrıdır. Unutulmamalıdır ki; makatta ağrı şikayeti insanlar tarafından çoğunlukla hemoroidlere bağlanmaktadır. Bu çoğu zaman yanlıştır. 

Hemoroidler neden büyür ve kimler risk altındadır?
Katı, baharatlı ve işlenmiş gıdalardan zengin; lifli gıdalardan fakir beslenmek, çok ıkınmak, kronik kabızlık veya ishal, uzun süre oturmak, yaşlılık, obezite, düzenli olarak ağır yük kaldırmak, sık öksürmek, gebelik, ailede hemoroid hastalığı varlığı ve tuvalette çok uzun süre kalma gibi çeşitli risk faktörleri vardır.

Hemoroid hastalığı nasıl tedavi edilir? 
Tedavide öncelikle liften zengin besinlerin tüketilmesi ve daha hareketli bir yaşam tarzına geçiş yer alır. Su ve liften zengin (örn. sebze yemekleri) yemekler bol miktarda tüketilmeli; katı (ekmek, ızgara yemekler, işlenmiş gıdalar vs.) ve baharatlı gıdalar sınırlandırılmalıdır. Düzenli spor yapılmalı, uzun süre hareketsiz oturulmamalı, tuvalette uzun süreler geçirilmemelidir. 
Tedavi sürecinde bu hastalık konusunda tecrübeli bir genel cerrahi uzmanına başvurmak çok önemlidir. Hastalığın erken döneminde ameliyatsız olarak iyileşme oranları çok daha yüksektir. Şikayetlerinize yönelik çeşitli hap veya krem şeklinde ilaçlar reçete edilir ve bunlar düzenli kullanılmalıdır.
Hastalığın yukarıda belirtilen yöntemlerle tedavi olmaması durumunda gene hastalığın evresine göre klasik ameliyatlar, hemoroidlerin çeşitli yöntemlerle bağlanması, lazer uygulama gibi pek çok çeşitli yöntemler doktorunuzla sağlıklı bir iletişim kurarak tercih edilir. En yaygın yapılan yanlış utanma nedeniyle başvurunun geciktirilmesidir. Utanma nedeniyle hastalar yıllarca bu sorunlarla boğuşmakta, bir umutsuzluk sarmalına girmektedir. Unutulmamalıdır ki; doğru tanı ve uygun tedavi ile hemoroid hastalığı kabusunuz olmaktan çıkabilir. Herkese sağlıklı günler dilerim ☺
 


Kırmızı Et Tüketimi Kolon Kanseri Riskini Etkiliyor mu?

Fakat yüzyıllardır protein deposu olan kırmızı et göründüğü kadar masum mu? Kolon kanseri ile ilişkisi var mı? Şimdi bu soruların cevaplarını bilimsel veriler ışığında inceleyelim…