Sayfa Yükleniyor...
Dünyanın herhangi bir yerinde ansızın ölünebilir. Gökyüzü toprak, yeryüzü namlular cehennemi, yar türkülerimizi bu aşka BARIŞ diyebilir...
-EFEKT:
Uçakların saldırısı, bomba sesleri, makineli tüfek ve koştururken anlamsız haykıran insanlar...
-2. SES
Sarıldık dört bir yandan... Dışarıda rüzgar, dışarıda ölüm karşılar ellerimizi... Bir yanım Hiroşima, bir yanım Vietnam, bir yanım Ortadoğu, bir yanım bütün parçaları yeryüzünün. İnsanlar zamanın donduğu bir noktada kardeştiler... Koşturduk dört mevsim, koşturduk çocuklar gibi yüreğimizde yeryüzü aşkları, koşturduk hep vurulmuş bir yanımızı taşıyarak...
-EFEKT:
Uçakların hırçın saldırısı, bomba sesi, makineli tüfek ve haykıran insan sesleri
-2.SES
Türkü mü söylüyordu o insanlar, ağıt mı yakıyor gök? Sarı, hayır siyah ve tozpembe değildi kurşunlar... Sığınaklar da o kadar uzak değildi... Ya uçaklar... Toplar, uçaksavarlar, makineli tüfekler... O iri ve korkunç insan haykırışı...
Neden hepsisin gözleri aynı / Neden türkülerinde hep aynı renk / Boyları da aynı, koştururken...
Çıldıracağım... Ellerim nerde.../ Ellerim nerde... Ayaklarım.../ Beynim nerde ezberimdeki şiirler Sığınaklar... Ah o sığınaklar, yakına gelseler...
Gecenin son matemi Güneş ve dağlar bakışları donmuş yelkenliler... Kıyı, cephelerin yangını, ağır yükleriyle rüzgarda bayraklar, insan bedenidir. Bu dağların ardında Dicle akar bilirim, bu dağların ardında Nagazaki... İnsanlığın ve tarihin hüzünlü sularıdır... Sesleri gelir kulağıma yeni doğan bebeklerin...
Oysa şimdi gündoğumu ve bir fabrikada emek vaktidir. Gece boyu sarılan umutların sevdaya kavuşma vaktidir...Savaş sıladır... Bir adı da gurbet. Dönüşü olmayan yol Dört bir yandan rüzgar, her gün ölüm ve duyulmamış ninnilerin bulutlara serpilişi... Cephede güneş atlı arabasında, ak mintanlar sırtında maviler uzaklaşmaktadır...
Çelik kanatlılar / Gagaları kara, göbekleri pul pul ağaç sırmalıdır. Gözleri sakallı ve Asyalıdır. Toprak kül renginde çıplak, silahlar ve savaşçılar sığınaklar dibinde donuk resimlerdedir..
-KORO:
Tanrılar... Tanrılar... Koşturur gökyüzünde Ankalar / Çelik kanatlılar / Gökyüzünden /Gökyüzüne çevrilmiş namlular
-2.SES
Kış mevsiminin bütün şimşekleri... Tamtamlar uyanmış ormanların kızgın oklarında... Bombalar ve gökyüzünde dört nala kanatlılar... Yeryüzünde insanlar ve yeryüzünde karıncalar... Biraz umut biraz da yoktular...
Yırtıldı toprağın yüreği... Çadırlarda er, mermiler, emekçiler fırtınalı bir denizin deli yelkenlisi... Yastıklar ve baretler siper Sığınaklar uzak, yollar bilinmemektedir... Koşturdular... Kanatsız uçtular...
-KORO:
Ateşten tanrısal oklar / Ateşten yağmur yeryüzüne / Yüksek mavilerde toz duman / Mavilerde ölüm / Ayaklarında tamtam sesleri, geldiler.
-2.SES
Döküldü insanlar... Döküldü her dilden şarkıları hüznün... Çiğneyerek binlerce göz, binlerce kulak, kör ve sağır... Kurumuş deve dikenlerinde kan içinde bir çığlık... Taştı yüreğinden... Çöl yılanının soğukluğunda kıvrılmış sığınaklar, on dilde Tanrıyı aramaktadır...
-KORO:
Çelik zırhlı Olymposlu tanrılar / Güneyde yeni Troyanın namusu / Petrol gözlü , dolar yanaklı Helena / Zavallı Paris, Helenin kucaklar gibi yeşil yaylanın çiçek göğüslerini / Bombalar Kurşunlar... Oklar... / Şimşek dolu yağmur.../ Ölümlü Akhalar, ölümlü Troyalılar / Binlerce Hektor, Patraklos, aynı sahnede vuruldular
Yaz güneşinin saklanan güzelliği / Ölüm iki başlı at sizin surlarınızda / Kime? Niçin? Neden? Savaşçılar / Salt bir vücut, salt bir soluk, şaşırmış gözlerde yürek / Kapanmış en derinine korkunun