Temiz eller zamanı: Millet adalet ve hizmet bekliyor

Son günlerde İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehir ve ilçe belediyelerinde başlayan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları umut verici bir başlangıçtır. Ancak millet olarak beklentimiz, bu soruşturmaların yalnızca belediyelerle sınırlı kalmamasıdır. Çünkü mesele sadece birkaç belediyenin ötesindedir; mesele ülkenin geleceğini çalan zihniyetle topyekûn mücadeledir.

Bugün bu ülkenin her karış toprağında alın teriyle çalışan, liyakat sahibi, ülkesini seven, çocuklarımıza aydınlık bir gelecek bırakmak için çabalayan binlerce insan var. Onların hakkını teslim etmek gerekir. Fakat öte yandan, makamını milletin hizmeti için değil, kendi çıkarı ve egosu için kullanan, dokunulmazlık zırhının arkasına saklanarak krallar gibi yaşayan bir kesim de var. Vatandaşın dilinde dolaşan “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözü boşuna söylenmiyor. Yıllardır şikâyetler dillendiriliyor, ama sonuç alınamıyor. İşte bu yüzden halk artık umudunu gerçek adımlarda görmek istiyor.

Bu ülke hepimizin. Bu topraklarda yaşayan milyonlarca insanın hakkı, bir avuç çıkar grubunun ihtirasına feda edilemez. Vatandaş; adalet, hukuk, ekonomi, hizmet beklerken; bazıları devleti talan edip imtiyaz kartlarıyla otel lobilerinde, lüks sofralarda işlerini hallediyorsa ortada çok büyük bir adaletsizlik vardır. Ve unutulmasın: Adaletin olmadığı yerde huzur da olmaz.

Artık “temiz eller” zamanı gelmiştir. Bakanından milletvekiline, üst düzey bürokratından en küçük memuruna kadar herkes şeffaf bir şekilde sorgulanmalıdır. Bu makamları hak etmeyenler ayıklanmalı, yetim hakkına el uzatanlar tek tek hesap vermelidir. İşte o zaman gerçek anlamda adalet, hak ve hukuk yerini bulur; ülke düzenini bulur.

Unutmayalım ki Türkiye son 20 yılda sanayi, ulaşım, savunma sanayi gibi pek çok alanda büyük ilerlemeler kaydetti. Halk bunu görüyor ve takdir ediyor. Ama aynı halk bugün şunu da söylüyor: “Artık temel ihtiyaçlarımız olan adalet, ekonomi ve hizmet için de güçlü adımlar atılmalı.” Millet, sabırsızlıkla bu adımları bekliyor.

Halk, oy verdiği insanlar  lüks içinde yaşarken kendisinin geçim derdinde boğulmasını kabul etmiyor. Bu adaletsizlik, insanları psikolojik olarak çökertiyor. İşsizliğin, ekonomik krizin ve haksızlığın altında ezilen insanlar en ufak tartışmada kavgaya, cinayete, şiddete sürükleniyor. Bu gidiş, ülkenin sosyal düzenini tehdit ediyor.

Bugün en büyük görev hükümete ve yöneticilere düşüyor. Milletin yükünü omuzlamak için seçilenlerin, milletin sırtına yük bindirme hakkı yoktur. Halk artık çukurambar lokantalarında, otel lobilerinde pazarlıklarla, “hamilimdir, gereği yapılsın” kartlarıyla ülkenin yönetilmesini istemiyor. Halk, sahipsiz bırakılmak değil; adaletle kucaklanmak istiyor.

Sayın Cumhurbaşkanımıza da bu noktada büyük bir görev düşüyor. Bu millet, kendisinden; talanı, sömürüyü, yolsuzluğu bitirecek, hakkaniyeti yeniden tesis edecek güçlü adımlar atmasını bekliyor. Çünkü o gün geldiğinde, yani adaletin ve huzurun ülkeye hâkim olduğu gün, kimse bu ülkenin yükselişini durduramaz.

Artık herkesin haykırdığı tek bir gerçek var: Temiz eller olmadan Türkiye’nin geleceği güvence altında olamaz.

Temiz eller zamanı: Millet adalet ve hizmet bekliyor