Sayfa Yükleniyor...
İslamda mal hürriyeti vardır. Yani erkeğin kazandığı malı kendisine, kadının kazandığı mal kendinedir. İslama göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allahu Teâlâ bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: Müminler! Kendilerinden hoşlanmadığınız halde kadınlara mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; ispatlanabilir bir fuhuş yapmış olurlarsa o başka. Onlarla marufa uygun geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız bakarsınız ki, siz bir şeyden hoşlanmıyorsunuz ama Allah onda birçok hayırlar yaratacak olabilir. (Nisa 4/19)
Hanefi, Şafii, Maliki farkı olmaksızın bütün ehli sünnet mezhepleri haktır ve kendilerine uyulabilir. Mezheplerin varlığı biz Müslümanlar için bir rahmet ve çıkış yoludur. Hangisine uyarsak uyalım doğru yolu bulmuş oluruz.
Çalışmak meşru bir işte olduğunda ve ibadetler ihmal edilmediğinde evet ibadettir. Yani çalışmanın ibadet olabilmesi için farzların yerine getirilmesi konusunda ihmal ve tembellik gösterilmemesi ve haramlardan kaçınılması şartına bağlıdır.
Nazarın mahiyeti ve nasıl olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı kimselerin bakışlarıyla olumsuz etkiler meydana getirebildikleri dinen de kabul edilmektedir. Nitekim Kuran-ı Kerimde, İnkâr edenler Kuranı dinlediklerinde, neredeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi (Kalem, 68/51-52) buyurulmaktadır.
Dinimiz miras hukukuna büyük önem vermiştir. Gerek Kuran-ı Kerimde, gerekse hadis-i şeriflerde miras bırakan kimsenin durumu, nasıl hareket edeceği, mirası hak edecek kimselerin kimler olduğu, ne şekilde ve ne kadar miras alacakları teferruatlı bir şekilde anlatılmıştır.
İnanma bakımından insanlar üç kısma ayrılmaktadırlar:
Gıybet, Müslüman veya kafir olsun fark etmeksizin ki bir kimsenin ayıbını ve kusurunu, onu kötülemek için arkasından söylemek ve başkalarına anlatmaktır.
Dahili ve harici düşmanlar ülkemizi dört bir yandan kuşatarak kutlu yürüyüşünü durdurmak istemektedirler.
Allahın indinde bütün günler ve zamanlar hayırlıdır. Hiç biri uğursuz veya bereketsiz değildir. Halk arasında çarşamba günü ile ilgili olarak bir batıl inanç vardır. Halkımız çarşamba günleri kazan kurulmaz, banyo yapılmaz gibi batıl inanca sahiptir. Bu inanışların kaynağı ya bâtıl, ya da bölgesel halk âdet ve geleneklerdir. Bizim dinimiz her zaman çalışmayı ve her gerektiğinde temizliği emreder. Çarşamba günleri kazan kurulmaz veya çarşamba günü uğursuzdur demek dini aşıdan doğru değildir. Böyle bir sakınca olsaydı bu durum ayet ve hadislerde ifade edilirdi.
Cennet ve cehennem ebediyen yani sonsuz olarak kalacaktır. Hiçbir zaman cennet ve cehennem yok olmayacaktır. Çünkü ahret hayatı sonsuzdur. Ahret hayatı sonsuz olunca ahret hayatının yaşandığı yer olan cennet ve cehennem de sonsuzdur. Allahu Teala, cennet hakkında mealen şöyle buyurmaktadır: Bunlar için orada ebediyen kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlanmıştır. İşte bu en büyük başarıdır. (et-Tevbe, 9/100)
Gelin, kocasının ana babasıyla aynı yerde kalmaya, onlara bakmaya (hukuken) mecbur değildir. Ama (diyaneten) hizmet etmesi tavsiye edilir. Lakin hizmet etmeye zorlanamaz.
İnsanoğlunun doğması tabii olduğu gibi yaşlanıp, ihtiyarlaması, saçlarının ağarması ve de ölmesi de gayet tabiidir. Bunun önüne geçmek mümkün olmadığı gibi kaçmakta mümkün değil, kaldı ki saçların ağarması daima insana ölümü ve ahireti hatırlatır ve de hatırlatması gerekir. Nitekim Hazret-i Ömer kendisine ölümü hatırlatacak bir kişiyi ücretle tutmuş saçlarında beyazlık çıkınca artık uyarılmasına gerek kalmadığını çünkü beyaz saçlarının daima kendisine ölümü hatırlatacağını söylemiştir.
Namaz kılmayan insanın inancına bakılır, kılmayış sebebine nazar edilir. Namazı kılmayışı farz olduğuna inanmayışından mıdır, yoksa tembellik ve ihmalden midir? Şayet (Allah korusun) namazın farz olduğuna inanmayışından kılmıyorsa imanı gider, küfre düşmüş olur. Ne kendisine kız verilir, ne de kestiği yenir? Zira Allahın açık ve kesin olan bir emrini inkâr etmiş, bu inkârıyla da imandan çıkmış, mürted olmuş olur.
İslam dinine göre, çocuklar arasında kız ve erkek ayırımı yapmak, birini diğerinden üstün tutmak, dinen uygun değildir. Çünkü kız evlâdı da, erkek evlâdı da insana veren Allahtır. Kulun burada hiçbir rolü ve iradesi yoktur.
Kaybedenin hesabı ödediği oyun kumar sayılır mı?
Uzun süre yurt dışında kalıp evine gelmeyen kimsenin nikâhına zarar gelir mi?
Evlat edinilmiş kimse evlat edinilen ailenin mirasçısı olur mu?
Özel Finans Kurumları, banka sayılmayan, İslami esaslara göre fon kabul edip kaynak kullandırabilen tasarrufları değerlendirme yöntemleri olarak faiz yerine kâr-zarar ortaklığı esasına dayalı olarak çalışan kurumlardır.
Evlatlık edinme durumunda çocuk akıl buluğ olduktan itibaren mahremiyet esasları işler. Onun için evlatlık alınan kişi buluğa erdikten sonra kendisini evlat edinen anne ve babaya yabancı kişi gibi kabul edilir.
İnsan ve Din