Sayfa Yükleniyor...
Günümüzde okuduğumuz Mevlit Hz. Peygamber döneminde var mıydı?
Dinen, koca ailenin reisidir ve evinin nafakasını temin etmekle yükümlüdür. Kazanç yollarının meşruluğuna riayet etmek yani helal lokma kazanıp çoluk çocuğuna ekmek getirmek onun sorumluluğundandır. Dolayısıyla helalinden bir rızık temin edip getiriyorsa sevabı, haramdan kazanıp getiriyorsa kocanın vebalı ve günahı olur. Bu anlamda hanımının ya da çocuklarının bu kazançta günahı veya sevabı yoktur.
Müslüman olmayan ana-babaya itaat etmek mecburi mi?
Allahtan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. Çocuklarımın ölüsünü öpeyim lafzı ise yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez.
İster Müslüman, ister gayr-ı Müslim olsun, başkasının hakkını yemek, gasp etmek vebal ve sorumluluğu çok ağır bir günahtır. Kul hakkı anlamında Müslüman ile Müslüman olmayan insan arasında bir fark yoktur. İster Müslümanın, ister gayr-ı Müslimin olsun, dünyada ödenmeyen veya helallik elde edilmeyen hakkın karşılığı ahirette sorulur.
Göz değmesi diye bir şey vardır. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şerifte: "Kendisinin veya Müslüman kardeşinin bir şeyi, bir kimsenin hoşuna gidince ona bereketle dua etsin. Çünkü göz değmesi haktır. Buyurmaktadır. Bir başka hadis-i şerifte de: "Her kim hoşuna giden bir şey görürse: Maşallah, la kuvvete illa billah, derse ona göz zarar vermez. Şeklinde buyurmaktadır.
İslam dini, insanın sağlığını önemser, sağlığı korumak için de bir takım tedbirleri ve tedavi şekillerini de benimser. Kişinin aşırı kiloları varsa ve bu durum onun sağlığını olumsuz yönde etkiliyorsa tedavi anlamında tedbir olması caizdir. Bu tedbirlerden birisi de mide küçültmedir. Buna göre kişi zayıflamak ve fazla kilolarından kurtulmak için dahası sağlığının muhafaza etmek için midesini küçültmesinde bir sakınca yoktur.
Bir Müslüman yediği gıdaların maddi temizliğine dikkat ettiği gibi, manevi temizliğine de dikkat etmelidir. Manevi temizlik haram ve şüpheli şeylerden kaçınmakla olur. Çünkü bunlar insanın yaptığı ibadetin makbuliyetine büyük bir engeldir.
Şükür namazı nafile olarak, kılınan bir namazdır. Başımıza gelen musibet veya eziyetten kurtulunca ya da umulan bir nimeti elde edince nimeti veren Allaha şükrü eda etmek için iki rekat namaz kılınır. Mesela kişi ev, araba alınca, önemli bir hastalıktan kurtulunca, askerden gelince veya işe başlayınca, arzuladığı bir başarıya ulaşınca şükür namazı kılabilir. Hz. Peygamber müjdeli haber aldığında şükür namazı kıldığı veya şükür secdesi yaptığı rivayet edilir.
Eti yenen kara hayvanlarının etlerinin helal olması için, usulüne uygun olarak kesilmesi gerekir. Usulüne uygun kesim, Hanefilere göre besmele çekilerek, hayvanın nefes ve yemek boruları ile şah damarının veya iki şah damarından birinin kesilmesi şeklinde yapılır. Besmelenin kasten terk edilmesi hâlinde kesilen hayvanın eti Hanefilere göre haram olur. Ama unutarak terk edilirse helâldir. Şafiiler besmelenin kasten terkedilmesi halinde de etin yenilebileceği görüşündedirler.
Çocuklara isim verirken illaki Kuranda olması mı gerekir?
Bebeğin, ahlaklı ve salih bir evlat olması için Kuranı Kerim ve mevlid okunabilir. Ayrıca çevrede bulunan fakirlere sadaka dağıtılabilir. Bu iş çocuğun kırkıncı gününde yapılması şart değildir. Daha önce yapılabileceği gibi daha sonrada yapılabilir. Kişinin tercihine göre değişir. Bu gibi merasimler güzel ve dinen hoş olmakla beraber dini bir vecibe ya da farz değildir. Ama yapılması halinde dinen sevap kazanılan güzel davranışlardır.
Geçici bir zaman için kıyılan nikah geçerli olur mu?
Sarhoşluk verici bir maddeyi kullanan kimse o anda aklı başından gitmişse ve ne dediğini bilmeyecek derecede aklı başında değilse, sarhoşluğu geçtiğinde ne dediğini hatırlamıyorsa bu kimsenin yemini yemin kabul edilmez. Yeminin de itibar edilmez.
Gerek ele, gerekse yüze olsun dövme yaptırmak, birtakım çizgilerle süslenmek caiz değildir. Rasûlullah Efendimiz, bedenin herhangi bir yerine böyle süslemelerle dövme yapmayı menetmiştir.
Piyangodan veya iddia'dan kazanılan para diğer iştirakçilerin kaybettiği bir para olduğuna göre yani bir çeşit kumar olduğuna göre helal olduğunu söylememiz mümkün değildir. Zira iddia veya piyango kumarın unsurlarını bünyesinde taşımaktadır.
Bugün tıp şunu kabul ediyor ki, erkek cinsiyetini belirleyen 'Y' kromozomlu bir spermatozoid tarafından aşılanan yumurtadan erkek çocuk; 'X' kromozomu aşılanan yumurtadan ise kız çocuk doğuyor. Demek oluyor ki, doğacak olan çocuğun cinsiyeti aşılanma sırasında kesinleşiyor.
Cennet ve cehennem şu an yaratılmış olmakla beraber insanlar şu an cennette ya da cehennemde değildir. Ölüler, şu an kabir aleminde cennet veya cehenneme benzer bir hayat sürüyorlar. Nitekim sevgili peygamberimiz bu hususta bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: Mezar ya cennet bahçesinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur buyurmaktadır. Yani kişi kabirde ya nimet içindedir ya da azaptadır.
Alkolü içmek bütün mezheplerde haramdır. Ama onunla temizlik yapma hususu ise mezhepler arasında tartışmalıdır. Elbiseye dökülen ya da yüze sürülen kolonya konusu da bunlardan biridir.
İslamda mal hürriyeti vardır. Yani erkeğin kazandığı malı kendisine, kadının kazandığı mal kendinedir. İslama göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allahu Teâlâ bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır:
Kişi bir iş yerinde çalışırken vaktini alacağı para karşılığında iş sahibine satmış demektir. Yani, bu vaktin içindeki mesai zamanı işverenin hakkıdır. Bu mesai zamanında dalga geçmek, zamanı değerlendirmeyip eğlenme ve ihmallerle vakit öldürmek, işverenin hakkını çalmak, verdiği paranın karşılığını tam olarak vermemektir. Bunun günahlığında ise, kimsenin şüphesi ve itirazı olmamalıdır. Zira bu kul hakkını bir çiğnemedir.
İnsanın başına gelen sıkıntı ve hastalıklar onun günahlarına kefaret olur. Yani başa gelen ölümlere, sıkıntılara, acılara, elemlere, hastalıklara sabredip Allahtan gelenin baş üstünde yeri var deyip metaneti ve vakarı korumak kişinin günahlarına kefarettir. Yani kişinin günahlarını affettirme vesilesidir.