Sayfa Yükleniyor...
İstiğfar, işlenilen günahlardan ve hatalardan dolayı Allahtan af ve mağfiret niyaz etmek demektir. seyyidül-istiğfar duası, istiğfârın en güzeli anlamına gelmektedir.
Tenasüh, ruhların beden değiştirerek dünyaya tekrar tekrar gelmelerine inanmak demektir. Ruh göçü inancı dediğimiz tenasuh ya da bir başka ifade ile reenkarnasyon, günümüzde Hindistan ve Çinin büyük bir bölümü başta olmak üzere dünyanın bazı bölgelerinde hala varlığını sürdürmektedir.
İslama göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yiyer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allahu Teâlâ bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır:
Doğacak çocuk öz annesi olmayan bir başka kadının rahminde büyüdüğünden soy karışmasına neden oluyor. Bu nedenle taşıyıcı annelik dinen uygun değildir. Ayrıca, kocası dışında yabancı bir erkekten alınan sperm ile bir kadının gebeliğinin sağlanmasına yönelik "sperm bankası" yöntemiyle hamile kalınmasının da "insanlık duygularını rencide etmesi ve zina unsurlarını taşıması" sebebiyle caiz değildir.
Tedavi için yapılan kan naklinde, kan verenin ya da alanın kadın erkek, Müslüman veya gayr-ı Müslim oluşunun bir farkı yoktur. Dolayısıyla kadından kan alınabileceği gibi aynı şekilde erkekten de kadına kan alınabilir. Bunun da dini anlamda hiçbir sakıncası yoktur.
Tavla, okey veya kağıt oynamak dinen yasaklandığı ve kumar kabul edildiği için haramdır. Dolayısıyla Müslüman kimse ister parasına, ister çayına, isterse zaman geçirmeye olsun kumar oynayamaz oynadığında haram işlemiş olur.
İslam dinin de uğursuz diye bir zaman ya da rakam yoktur. Toplumda var olan On üç (13) rakamının uğursuz oluşunun itikat ve düşüncesi biz Müslümanlara ait olan bir itikat ve düşünce değildir.
Hidâne, çocuğun, ehliyetli biri tarafından belli bir süre için alıkonup yetiştirilmesi demektir. Çocuğun yetiştirilmesi anneye ait bir haktır. Ancak anne hukuken bununla sorumlu tutulamaz. Yani çocuğa bakması ve onu yetiştirmesi için zorlanamaz. Fakat çocuğun bakımını üstlenecek başka bir kimse yoksa o zaman anne çocuğa bakmağa mecbur tutulur.
Cuma namazı şartları taşıyan erkek Müslümanlara dinen farzdır. Kur'an-ı Kerim: "Cuma günü namaza çağırıldığınız zaman, Allah'ı zikre koşun ve alış-verişi bırakın buyuruyor.
Kader ve kazaya inanmak iman altı esasından birisidir. Hayatta başımıza gelen her şey amma iyi amma kötü amma hayır amma şer her şey bir kader içerisinde tecelli etmektedir. Ancak kişi başına gelen herhangi bir olayda kaderi bahane ederek, kendisini sorumluluktan kurtarmaya çalışmamalıdır.
Bu işlem caiz değildir. Bu, alım satım görüntüsü adı altında doğrudan doğruya faizdir. Çünkü esnaftan nakit olarak 95 lira alınacak ama bankaya 100 lira ödenecektir.
Tartışma esnasında kocanın hanımına seni boşarım demesi boşama sayılır mı?
İslam fıkhına göre bir kimsenin herhangi bir malı satabilmesi için, önce o mala sahip olması gerekir. Sahip olunmayan bir şeyin satılabilmesi, şüphesiz söz konusu değildir.
Faiz yasağı İslamın temel ilkelerinden biridir. Nitekim Kur'an'ı Kerim'de faiz yasağına değişik üslup ve anlatım tarzıyla birden çok yerde temas edilmektedir. "Ey İman edenler, kat kat faiz yemeyin Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz." (Al-i İmran 130), "Faiz yiyen kimseler tıpkı şeytan çarpmış kimseler gibi çarpılmış olarak kalkarlar. Onların bu hali, alışveriş de faiz gibidir, demelerindendir. Oysa Allah ticareti helal, faizi haram kılmıştır..." (Bakara 275-279) Ayetleri bunlardan sadece bir kaç örnektir.
Dinimiz, vatan, millet ve devlet gibi kutsal sayılan değerlere büyük önem vermiştir. Bu değerlerin korunmasına çalışırken şehit ve gazi olanlar, Allah ve resulü tarafından övülmüştür. Öyle ki Kuran-ı Kerimde konu ile ilgili olarak şöyle buyrulmaktadır:
Müslüman bir kadın kendisine dinen yabancı olan erkeklerin yanında başını örtmek durumundadır. Kadınlar arasında veya babasının, erkek kardeşlerinin, amca veya dayısının, kayınpederinin yanında başı açık kalmasında dinen bir sakınca yoktur. Çünkü bunlar ona ebediyen haram olan insanlardır. Ebediyen haram olunca da bu insanların yanında başı açık kalmasında bir sakınca yoktur.
İslama göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yiyer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allahu Teâlâ bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır:
Hz. Peygamberin Mezarlıkları ziyaret ettiği ve bu ziyaretlerinde de ölülere selam verdiği dini kaynaklarımızda vardır. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: "Ey Mü'minler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız."
Yolda bulduğumuz paranın sahibini aramak zorunda mıyız?
Kaybedenin hesabı ödediği oyun kumar sayılır mı?
İslam, ana-baba hakkını çok önemser ve kutsal kabul eder. Öyle ki İslamda cennetin bir yolu da anne babanın rızasından geçtiği kabul edilmektedir.
Bir anne-babanın çocuğuna karşı görevlerinden birisi de ona güzel isim vermektir. Nitekim Hz. Peygamber, bir hadisinde insanların kıyamet gününde isimleri ile çağırılacağını belirterek çocuklarınıza güzel isim koyunuz. (Ebu Davud, Edeb, 69) buyurmuştur.
İslam dinine göre, insanlar arasında kadın erkek veya kız erkek ayırımı yapmak, birini diğerinden üstün tutmak, uygun değildir. Çünkü kadını da erkeği de yaratan Allahtır. Kulun burada hiçbir rolü ve iradesi yoktur.
Kadına şiddet olayları son günlerde ülkemizde artmış durumda. Gün geçmiyor ki bir kadın şiddete maruz kalmasın ya da canından olmasın.