Sayfa Yükleniyor...
Koruyucu aile programı uygulaması kapsamında himayeye alınan çocuklar için devletin ödeyeceği paranın, çocuğa harcanması veya onun adına saklanması halinde koruyucu aile tarafından alınmasında dini açıdan bir sakınca yoktur.
İş sahasında sıklıkla karşılaşılan konulardan da biri de çek, senet kırdırma hadisesidir. Elinde çek veya senedi bulunan ve nakit paraya ihtiyacı olan birinin, çek veya senedi, üzerindeki fiyattan düşük bir rakamla bir başkasına kırdırması dinen uygun bir işlem değildir. Yani kişinin elinde 5 ay vadeli 10 milyar liralık çek varsa, bunu 9 milyar karşılığında bir başkasına kırdırması dinen caiz değildir.
Erkeğin veya her iki tarafın beraberce açtığı dava sonucu, mahkemece boşanmış olan eşler, dinen de boşanmış olurlar. Ancak, daha önce eşler arasında başka boşanmalar olmamış ise, mahkemenin boşaması, bir boşama sayılır.
Islak mendil ve alkol içerikli maddeler abdest ve namaza zarar verir mi?
İslam dini, insanın yaratılıştan var olan güzelliklerini daha belirli hale getiren, takı takma, saçları tarama, meşru ölçüde süslenme, güzel giyinme... gibi davranışları mubah kılmıştır. Ancak, fıtraten yani yaratılıştan verilmiş özellik ve şekillerin değiştirilmesini yasaklamıştır. Nitekim Rasulüllah Efendimiz, süslenmek maksadıyla vücutlarına dövme yapan veya yaptıranlara, dişlerini yontarak seyrekleştiren ve şeklini değiştirenlere lanet etmiştir.
Çalışmak meşru bir işte olduğunda ve ibadetler ihmal edilmediğinde evet ibadettir. Yani çalışmanın ibadet olabilmesi için farzların yerine getirilmesi konusunda ihmal ve tembellik gösterilmemesi ve haramlardan kaçınılması şartına bağlıdır.
İslamın ekonomik anlayışında serbest piyasa anlayışı vardır. Bu anlayışta isteyen istediği oranda mal alır ve satar. Bu malı da istediği fiyata alır ve satar. Tabi olağan durumlar için geçerlidir. Ancak olağan üstü dönemlerde deprem, afet, kıtlık Dönemlerinde devlet gerektiğinde malın hem stokunu, karaborsasını, önlemek hem de kıtlıktan dolayı insanların mağdur duruma düşmemeleri için fiyatlara fıkhi bir tanımla narh koyabilir. Yani fiyatlara sınırlama getirebilir.
Türbe ve ziyaretler neticede birer mezarlıktır. Mezarlıkları da ziyaret etmek dinen caiz olan ve Peygamberimizin tavsiye ettiği bir husustur. Türbeleri ziyaret etmek, orada dua etmek ya da Kuran-ı Kerim okumak dinen caiz olan bir davranıştır. Ancak türbelerden şifa beklemek dinen uygun değildir. Çünkü şifayı Allah verir.
Yenilmesi, içilmesi veya kullanılması dinen caiz olan bir şeyi satmak da caizdir. Bu sebeple, yasal açıdan değil de, dini açıdan bakıldığında, kendisi aslen haram olmayan ürünleri helal alanlarda kullanmak üzere üretmekte ve ticaretini yapmakta bir sakınca yoktur.
Yalan, İslam dinin yasakladığı büyük günahlardan birisidir. Yalanın şakası da ciddisi de yasak ve haramdır. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: Şaka da olsa cidden de olsa söylenen yalan yalandır
Yalan, İslam dinin yasakladığı büyük günahlardan birisidir. Yalanın şakası da ciddisi de yasak ve haramdır. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: Şaka da olsa cidden de olsa söylenen yalan yalandır
Boşamada korkutmak veya şaka niyetiyle söz söylemek hükmü değiştirmez. Ağızdan çıkan kelimenin delâlet ettiği manaya bakılır. Şayet kelime boşanma manasına geliyorsa hükmü carî olur, seni boşadım, diyen adamın karısı bir talâk ile boş olur. Niyeti ister korkutmak, ister şaka olsun hükme bir etkisi olmaz. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadisi Şerifinde Üç şeyin ciddisi de ciddidir şakası da ciddidir. Nikah Talak ve Ridde (dinden dönme) buyurmaktadır. Onun için ister şaka ister korkutma niyeti ile söylensin hanıma sen boşsun demek dinen nikahı düşürür.
Ergenlik çağına gelmemiş kadının velisiz evlenemeyeceği hususunda İslam fıkıhçıları arasında ittifak vardır. Ancak ergenlik çağına gelmiş bayanın kendisini evlendirebilmesi hususunda fıkıhçılar arasında görüş ayrılığı vardır.
Dünyanın şahit olduğu en büyük ve en güzel hadiselerden birisi, Hz. Peygamberin yeryüzünü şereflendirmesidir.
İslam inancına göre kesilen hayvanın etinden yiyebilmek için hayvanı kesenin belli şartları taşıması gerekir. Bu şartlar yerine getirilmezse kesilen hayvanın eti yenmez. Fıkıhçıların kesen kişi ile ilgili ortaya koydukları şartlar şöyle ifade edilmiştir. Hayvanı kesen kimsenin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman veya ehl-i kitap (yahudi veya Hıristiyan) olması, hayvanı Allah adına kesmesi gerekir. Ayrıca hayvanı kesen kimsenin kadın veya erkek olması fark etmediği gibi baliğ olması da gerekmez.
İslam dininde sarhoşluk verecek derecede mayalanmamış içeceklerin içilmesi caiz; sarhoşluk verecek derecede mayalanmış içeceklerin içilmesi ise haramdır.
Bilindiği gibi boza, darı hamurundan yapılan ekşimsi bir içecektir. Tatlılaştırılarak içilmektedir. Bu şekilde yapılan bozanın içine sarhoşluk verici bir şey karıştırılmadığı müddetçe içilmesi haram değildir, helâldir. Bu haliyle meyve suyu gibi meşrubat sınıfına girmektedir.
Yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Kişi okuduğu Kur'an'ın, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını başkasına bağışlayabilir.
Allah'ın bize verdiği güzelliklerimizi daha cazip hale getirmek için, taranmak, süslenmek, takı takmak, güzel giyinmek dinen caizdir hatta teşvik edilmiştir.
Ev, dükkân ve arsa gibi malları müslümana satmak ya da kiralamak caiz olduğu gibi aynı şekilde inanmayan ya da müslüman olmayan bir kimseye de satmak veya kiralamak da caiz ve geçerlidir.
Kişi bir iş yerinde çalışırken, vakti, alacağı para karşılığında satmış olmaktadır. Yani, bu vaktin içindeki mesai zamanı işverenin hakkıdır. Bu mesai zamanında dalga geçmek, zamanı değerlendirmeyip eğlenme ve ihmallerle vakit öldürmek, işverenin hakkını çalmak, verdiği paranın karşılığını tam olarak vermemektir. Bunun günahlığında ise, kimsenin şüphesi ve itirazı olmamalıdır. Zira bu kul hakkını bir çiğnemedir.