Sayfa Yükleniyor...
Birkaç gündür haber falan izlemiyorum.
Pazar günü çocuklarla Ilıca halk plajına gittik.
Bir Facebook arkadaşım geçenlerde Deniz bu otobüsteki muavinin yaptığı olayı duymuşsundur. Gerçekten üzerinde durulması gereken bir durum dedi.
Siyasetle uğraşan ve bildim bileli sürekli her şeyden şikayet eden bir arkadaşım çat kapı yanıma geldi.
Türkiye dünden bu yana İstanbulda bulunan arkadaşı Kerem G.nin yanına gelmek üzere otobüse binen üniversiteli C.D.nin yaşadıklarını konuşuyor diye habere başlamış gazete.
Bence en iyisi ayrılmak. Seni de kendimi de daha fazla üzmek istemiyorum dedi adam.
Kadın: Günün nasıl geçti hayatım?
Dün bahçede çalışıp yorulduğumdan sabaha kadar deliksiz uyumuşum. Sabah trafiğine yakalanmamak için erken bir saate kurduğum saatimin alarmı ile uyandım. Bahçedeki musluktan akan buz gibi suyla yüzümü yıkadım. Artık tamamen kendime gelmiştim.
Sosyal medyayı seviyorum. Bazı yorum ve tartışmalar sinirlerimi bozsa da alanımda doğru bildiklerimi paylaşmaya gayret ediyorum.
Dinlenerek geçirdiğim bir hafta sonunun ardından, taze bir enerji ile güne başladım. O gün tüm hastalarıma bu pozitif enerjimi yansıtmak niyetindeyim.
Bizim yıllardır girmeye çalıştığımız Avrupa Birliğinden İngilizler çıkmaya çalışıyorlar. Zaten İngilizler kısmen içerdeydiler, şimdi Tamamen çıkalım mı çıkmayalım mı? diye referanduma gidecekler.
İşin sırrı ayrılıktadır. Mutlu olan adam üretemez dedim.
Hemen hemen tüm dizilerde zengin aileler ve onların çevresinde dönen dolaplar.
Erkek: Seni aradım telefonun meşguldü.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, mandalar berber iken, annem kaşıkta, babam beşikte iken, dünyanın Asya ve Avrupa kıtalarının ortalarında üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke varmış.
Sürekli Kocişimle dondurma keyfi, Kocişimle film keyfi, Yinemi güzeliz diye yanak yanağa, dudak dudağa paylaşımları olan bir arkadaşımın babasına sarılmış bir şekilde Hayatımdaki tek erkek. Her kötü anımda yanımda olduğun için sağ ol diye bir fotoğrafını gördüm. Nedense bu tür resimleri bir mesaj olarak algılıyorum. Yoksa gerçekten de altında hep mesaj çıktığından mı?
Facebookta gezinirken, kendini özgürlük ve insan hakları savunucusu olarak tanımlayan, gezi olayları sırasında oldukça aktif rol alan, o dönemde İnsanların görüşlerini kırmadan, dökmeden, yıkmadan ifade etmesi taraftarıyım. Böyle hak aranmaz diye yazdığım için beni haksızlıklara göz yuman, haklarını savunmak isteyenlere yapılan şiddeti onaylayan biri olarak suçlayan bir doktor arkadaşım, ailesiyle gittiği eğlenceli bir kutlamanın resimlerini harika bir günden nefis kareler diye paylaşmıştı.
Teyze senin en büyük problemin kiloların dedim.
Zeki kadınlarla evlenin ömrünüz uzasın diyen bilim adamı 47 yaşında kalp krizinden ölmüş.
Kadın: Sen hem doktorsun hem de yazar. İnsan çalışma arkadaşlarını unutur mu?
Karısının ölümünden 2 hafta sonra, taziyede tanıştığı kadınla evlendiği iddia edilen Abdülhak Hamitten bahsediyorduk.
Geçenlerde kendisi de sanatçı olan bir arkadaşım Facebook sayfasında siyah beyaz resmi üstünde Eşinin vefatı üzerine üzüntüden Makberi yazan Abdülhak Hamit Tarhan, eşinin taziyesinde tanıştığı bayanla iki hafta sonra evlenmiştir diye paylaşmış.
Kaç zamandır yazayım diyordum, bir türlü fırsat olmadı.