Sayfa Yükleniyor...
Her musibette bir hayır vardır derler.
Bence sen sadece aşk yazıları yazmalısın dedi bir arkadaşım.
Thai masaj salonunda gözlerimizi kapatmış kendimizi masajcı kızın maharetli parmaklarına bırakmıştık.
Dünkü yazımda sevgili cerrah arkadaşlarımın yarattığı yeni bir cins olan Ladyboylardan bahsetmiştim.
Taylandın güzelliklerinden bahsediyorduk.
Taylanda nihayet vardık.
Katar Havayolları'nda yolculuğumuza devam ediyorduk.
Yapacağımız Tayland yolculuğu için Rus, İran ya da Katar Havayolları arasında seçim yapacaktık. Rahşanın da Denizcim bir turizmci olarak ben sana Katar Havayollarını öneriyorum demesi ile tercihimizi Katar Havayollarından yana kullandık.
Bu yazı, bundan önceki iki yazının devamıdır. Bundan sonrakilerde bunun devamı olacak.
Oraya gittiğimde size yazmaya devam edeceğim demiştim. Ancak bir şey eklemeyi unutmuşum Sartlar ne olursa olsun yazmaya devam edeceğim demiş olmalıydım.
Sen bu mektubu okuduğunda ben çok uzakta olmuş olacağım. Yani en azından öyle olmuş olmayı umuyorum.
Biliyorsunuz üniversite öğrencilerine Afrikada yaptığımız çalışmalar ile ilgili yaptığımız sunum üzerine konuşuyorduk. Sevgili yapışık ikizim Erdinç ile beraber sunumumuzu yapıp dönmek üzere yola çıktık. Daha önce birkaç yazımda bahsettiğim şanssızlığım ve bahtsızlığım yakamı bırakmıyordu. Hava muhalefeti nedeniyle neredeyse uçuşumuz iptal olacaktı. Şükür ki şartlar henüz uçmaya izin veriyordu.
TOBB sunumunda yaşadıklarımız ile ilgili yazılarımıza devam ediyoruz.
Ankarada TOBB üniversitesinin konuğu olarak gittiğimiz sunumda yaşadıklarımızı anlatıyorduk.
Ankarada TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinin davetlisi olarak, Afrikada bir Türk Doktor konulu konuşma yapmak üzere yola çıkmıştık.
Geçen hafta Türkiye Odalar ve Borsalar Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) öğrencileri bizi bir söyleşiye davet ettiler.
Akşam çıkışta asansör kapısında bir kalabalık toplanmıştı. Aralarında bir tartışma vardı. Hastaların sağlık personeline saldırması artık günümüzün olmazsa olmazı. Bir gün olay olmasa özlüyoruz, üzülüyoruz. Hastalar artık bizi sevmiyor galiba diye düşünüyoruz. (Kocasından her gün dayak yiyen bir kadın ne yapayım çok seviyor, çok kıskanıyor demişti bana) Kavga gürültü olmadığı zaman o gün bir eksiklik hissediyoruz.
Köşemiz yetmediği için dün yarıda bıraktığımız hikayemize kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Bugünlerde, birçok yazımda, sık sık geçmişten, anılarımdan bahsediyorum. Acaba bende bir sorun mu var? Neden bu kadar geçmişten bahsediyorum ya da neden geçmiş aklıma gelip duruyor?
Sosyal medya sağ olsun. Konu sıkıntısı çektiğim anda Hızır gibi imdadıma yetişiyor. Genç ve güzel bir kızımız üstüne Ah nerde öyle düşünceli, romantik erkekler, tam da hayalimdeki teklif diye yazarak paylaşmış.